Duvar, Anadolu’dan bildirdi

Sadık Güleç – Meral Candan

Gazete Duvar, yolculuğu boyunca gerek ülke medyasında tuttuğu yer gerekse de yolu burayla kesişen gazeteciler için önemli bir mecra oldu. Elbette eksikleri, daha fazla yapabilecekleri vardır ama bazen de koşullar sizi şekillendirir.

Ancak Duvar’ın medyada şimdiye kadar çokça denenmiş ancak bu boyuta ulaşamamış alamet-i farikalarından biri de Anadolu’nun dört bir yanındaki gazetecilerle kurduğu haber bağı. Bu yazı da Yurt Haberler Servisi’nin kuruluşundan bugüne kadar beraber çalıştığımız ve bizlere destek veren yerel muhabirlerin hakkını teslim etmek için…

YERELDEN 46 MUHABİR

Gazete Duvar, 2016 yılında yayın hayatına başladığında ben de birkaç yıldır bağımsız çalışan bir gazeteciydim. Kuruluşunu gerçekleştiren Genel Yayın Yönetmeni Ali Topuz, haber anlamında destek vermemi istemişti. Ekiple kimyam çabuk uyuştu. O zaman haber müdürü olan Süleyman Çeliker ile paslaşarak haberler yapmaya başladım. Arada Barış Avşar yapmak istedikleri bir projeden söz ediyordu. Türkiye’nin çeşitli kentlerinde olan yerel gazetecilerden oluşan bir ağ kurmak, onlar kendi yerel yayın organlarında çalışırken bir yandan ulusalı ilgilendirecek haberleri buraya aktarmak üzerine kurulu bir proje. Kafam yatmıştı. Hemen ‘evet’ dedim. Ama projenin gerçekleşmesi tekliften bir yıl sonra oldu.

Sonuçta, 2020 yılının mayıs ayında projeye başladık. İlk başladığımızda sadece üç muhabir vardı. İlmek ilmek Anadolu’nun değişik kentlerinde kendini gösteren Gazete Duvar’ın yayın çizgisine uyum sağlayabilecek muhabirler ile iletişime geçtik. Önceki gün Gazete Duvar’ın kapandığı bize duyurulduğunda onların benden duyması gerektiğini düşünerek bir teşekkür mesajı yolladım. Tam 46 muhabir Gazete Duvar’a farklı kentlerden destek veriyordu. Ama aradan geçen bu beş yılda bu sayı, mevcut sayının üç katıydı.

Yalnız başladığım bu serüvene editör olarak Meral Candan’ın katılması ayrı bir güzellik oldu. Onun editör titizliği, benim gözden kaçırdığım noktaların haberlere yansımasını sağladı.

İSTANBUL İLE HAKKARİ YA DA EDİRNE ARASINDA BİR FARK YOK

Gazetelerin yurt haberler servisleri bizden önce de vardı. Ama biz bir fark yarattık. Elbette dönemin ruhunun da bunda büyük etkisi oldu. Politik baskılar, oto sansür ulusal basında çok tartışıldı. Ama aslında en büyük yansımayı, Anadolu’daki gazeteci arkadaşlarımız gördü. Yerel düzeyde bürokrasi, sermaye, yerel ilişkiler ile olan bağlar, onların elini kolunu daha fazla bağladı. Tam da bu noktada Duvar’a yoğun bir haber akışı başladı. Duvar’a haber gönderen bir ildeki arkadaşımızın haberleri değil, o ildeki diğer gazeteciler de yereldeki o arkadaş üzerinden bize haberlerini vermeye başladı. Geçmişin büyük ajanslarının muhabirleri, “bizde girmez” dedikleri haberleri el altından bize ulaştırıyorlardı. Bu yanıyla Anadolu’da bir gazetecilik ruhunun yaşadığını görmek önemli bir deneyim oldu.

Bu süreçte neler yaptık? Pandemi yeni başlamıştı. Her şehirden pandeminin yansımasını, yereldeki bu arkadaşlar sayesinde aldık. Sağlık emekçilerinin fedakarlıkları, hastaların yaşadıkları Gazete Duvar sayfalarında yer almaya başladı. Ege’deki madenlerin talan ettiği köylerin haberleri, insan hakları ihlalleri, yolsuzluklar, işçi direnişleri, sanat aktiviteleri, Şırnak’ta güvenlik gerekçesiyle kesilen ormanların talan edilişi bu yerel muhabirler sayesinde duyuruldu.

Ama haberlerin dışında sanırım en büyük farkımız, Gazete Duvar Yurt Haberler Servisi’nin bir okul haline gelmesi oldu. Onlarla her haberi tartıştık. Bazen haberlerin geri gönderilmesi, tekrar ve tekrar yazdırılması onların da çok alışık olmadığı bir durum oldu. Dijital dünyanın bu kadar geliştiği bir dönemde onlara şunu hatırlattım; “Artık yerelde olmak bir dezavantaj değil, sizin için büyük bir avantaj haline geldi. Hepimizin elinin altında bir telefon, bilgisayar ve dijital fotoğraf makinesi var. Siz artık dünyaya yerel bakmayın. Yaşadığınız şehirdeki haberi aktarın. Ama onun dışında aklınıza gelen her haberi de önerin. İstanbul ile Hakkari ya da Edirne arasında artık bir fark yok.”

HAFTALIK HABER TOPLANTILARI YAPTIK

Bu bakış açısıyla onlarla haftalık haber toplantıları yaptık. Her birinin haberini topluca tartıştık. Böylece eğitimden sağlığa, ekonomiden turizme kadar değişik alanlarda haberler yapan arkadaşlarımız oldu. Bursa’dan Pelin Akdemir atanamamış bir öğretmendi. Hala atanmaya çalışıyor. Bize çok güzel eğitim haberleri yaptı. Ama Türkiye, müsilajın doğuşunu da ilk onun haberleri ile öğrendi. Çanakkale’den Seçkin Sağlam, Kazdağları’ndaki maden şirketlerinin talanlarını yazmayı hiç bırakmadı. Çanakkale’den Edremit’e kadar o bölgedeki her olayın takipçisi oldu. Gazeteci kimliği kadar iyi de bir yoldaştır. Her an rakı şişesini kapıp yanınıza gelebilir.

Hakkari’den Mimar Kaya, çoğu zaman o bölgenin sesini duyuran tek muhabir oldu. “Müdürüm” diyen sesini özleyeceğim. Bazı arkadaşlarımız gazeteciliğe daha öğrencilik yıllarında bizle başladı. Sonra başka mecralarda devam ettiler. Kocaeli’de Ogün Akkaya, genç bir gazeteci adayı olarak kısa sürede şehrin her noktasına hakim oldu. Sonrasında yuvadan uçmayı başardı.

Urfa’dan Fatma Keber için Meral Candan ile bazen gülerek söylediğimiz bir deyim vardır: “Uzayda bir Urfalı varsa Fatma Keber haber almayı başarır.” Grubumuzun her zaman neşesi oldu.

Antep’ten bir iki başarısız deneyimden sonra Cengiz Bölükbaşı ile çalışmaya başladık. Bitirim çocuktur. Mahalle kabadayısı olacakken yanlışlıkla gazeteci olmuş gibiydi. Güzel işler yaptı. O da yuvadan uçanlardan oldu. Ankara gazeteciliği ona sıkıcı geliyor, hala Yurt Haberler’i özlüyor biliyorum.

‘KARANLIĞI ÇEK…’

Dersim’den Duygu Kıt, AFAD gönüllüsüydü. Şimdi ne olduğunu hatırlamadığım bir afet sırasında istediğimiz bir fotoğraf sayesinde tanıştık. İlgi alanı kuşlardır. Doğaya ve hayvanlara olan bağını bizlere de taşıdı. Haberlerini eleştireceğim zaman gülerek “Şu solculuğu bıraksan iyi gazeteci olacaksın” derim. İliç faciasının ilk fotoları ve videoları onun kamerasından bize ulaştı.

Selçuk Arslan, Bodrum’un bize farklı bir dünyasını aktardı. Bodrum’un görünmeyen insanlarının; garsonların, işçilerin, köylülerin, emeklilerin sorunları onun haberleri ile yansıdı.

6 Şubat depremi olduğunda bölgenin yıkılan her şehrinde Gazete Duvar’ın bir muhabiri vardı. O büyük afetin sabahında yıkımın boyutlarını henüz biz de anlamamıştık. Sabahın 6.30’unda Maraş merkezli depremde ilk ulaştığım, Hatay’dan Burcu Özkaya oldu. Burcu ve eşi depremden sağ kurtulmuş, yıkılmış bir kentin ortasında, yağmur altında bir sokağa sıkışmış durumdaydılar. Gazetecilik refleksi ile görüntü istediğimde, “Sadık abi her yer karanlık, hiçbir şey çekilemez” cevabını verdi. “Karanlığı çek” demiştim. İlk gönderdiği görüntünün ardından iletişimimiz koptu. Sonraki bir iki saat içinde nasıl bir cehennemin ortasında bulunduğunu idrak edebildim. Burcu hem gazetecilik yaptı hem de komşularını kurtarmaya çalıştı. Grubumuzun hep bitmeyen neşesi oldu. Hala da şehrinin ve bölgenin sesi olmaya devam ediyor.

DEPREMZEDE OLDULAR AMA HABER YAPMAYA DEVAM ETTİLER

Kriz anlarında bazen uzun süre ses çıkmayan muhabirlerimiz devreye girerek güzel işler yaptılar. Depremde, Malatya’dan Didem Barut kar altındaki bir kentten araç içinde ailesi ile sığındıkları araçtan çıkıp şehirden bize canlı bağlanarak yaşananları aktardı. Hemra Nida, Antep’in roman mahallesinden video yayınlar yaptı. Ali Vefa Yurdal, Antep’in çadır kentlerinden bağlandı. Fatma Keber, yıkılmakta olan evinden zor çıkmıştı. Yayın yaptığı bir gün önünden geçtiği evi, artçı depremlerin birinde tamamen yıkıldı. Zor şartlarda karşılıksız yapılan işlerdi.

Şirin Bayık, Şırnak’tan, Diyarbakır’a geçip desteğe geldi. Yurt Haberler’de başlayıp Duvar’a tam zamanlı katılan arkadaşlarımız oldu. Kadir Cesur Van’dan, Ceren Deniz Antalya’dan, Fatih Saygın Trabzon’dan verdikleri desteği, Gazete Duvar il temsilcisi olarak sürdürdüler.

Osman Çaklı, Uşak’ta bir öğrenci olarak başladığı gazetecilik serüvenini, İstanbul’daki haber merkezimizde sürdürmeye başladı. Uzun süre MESEM’de yaşanan çocuk işçi ölümlerini ve o çocukların hikayelerini takip etti, bu haberi meslek örgütünden ödül de aldı.

BİZ DE SİZDEN ÇOK ŞEY ÖĞRENDİK

Elazığ muhabirimiz olarak başlayan Ardıl Batmaz daha sonra Diyarbakır’dan bizimle çalışmaya devam etti. Video alanındaki bakışı ve yeteneği hemen kendini gösterdi. Bizler için birbirinden değerli video işler üretti. Son dönemde çalışmaya başladığımız Bahri Uçar, Antep’te alevlenen işçi direnişlerini büyük bir heyecanla aktardı. Mersin’den Yüsra Batıhan, kayyım atanan belediyelerdeki gelişmeleri, kentteki eylemleri yakından takip ederek saatin kaç olduğuna bakmaksızın bizleri habersiz bırakmadı.

Günün sonunda geriye baktığımda, Gazete Duvar’ın Yurt Haberler Servisi’nin tam da düşlediğimiz şekilde bir okul olduğunu düşünüyorum. Sanırım en büyük başarımız bu oldu. Şimdiye kadar emeği geçen onlarca gazeteciye içtenlikle tekrar teşekkür ediyorum. Biz de onlardan çok şey öğrendik.

(HABER MERKEZİ)

Kaynak: Gazete Duvar

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*